Eskiiz Sanat Galerisi standında tabloları sergilenen sanatçılardan Erkan Kösem çalışmaları hakkında şu bilgileri verdi;

İnsan ile doğanın, doğa ile teknolojinin, doğal olanla olmayanın; geçmişten ve bugünden gelen iskelet parçaları ile farklı mavi tonlardaki geometrik yapıların; ve belki de, ölüm ile yaşamın ortak yaşamı. Peki neden kemik? Öncelikle, kemiklerin -birçok açıdan- daha gerçek olduğunun ayırdına vardım. Süreç, ileri derecedeki boyun fıtığımın MR filmi aracılığı ile kendi kemik-iskelet yapım ve diğer hayvanlarınkiler arasında kurduğum bağ ile başladı. Gözler, deri, et ve yüz ifadeleri, kişiliğin ve karakterin en temel göstergeleri olarak görülür. Ama bunlar kısa sürede çürüyüp yok olur ve genel olarak etin kalıcılığı son derece sınırlıdır. Kemikler ve iskelet sistemi ise çok uzun yıllar bozulmadan kalabilir ve bunlar bizim en temel fiziksel gerçekliğimizdir. Ancak kemiklerin, üzerinde et ve deri parçaları olmadan da bir kişiliği, karakteri olduğunun; ve çok etkileyici estetik yapısının -bütün çekincelere ve önyargılara rağmen- zamanla farkına varmak mümkün. Ayrıca; toplumsal, kültürel ve ekonomik sınıfların bu kadar yoğun ve acı verici bir biçimde yaşandığı bu dünyada, çok keskin, görkemli ve hayranlık uyandırıcı bir eşitlik duygusunu da içinde barındırıyor. Ve belki “Ölüm ile yaşamın ortak yaşamı” derken, şu soruların da sorulması gerekiyor. Hangisi ölüm, hangisi yaşam? Ölü kemikler mi, yoksa mavi geometrik yapılar mı daha canlı hissettiriyor?

Erkan Kösem kimdir?

1972 yılında İzmir’de doğdu. 9 Eylül Üniversitesi, Buca Eğitim Fakültesi, Resim Bölümünden 1994 yılında mezun oldu. Felsefe, psikoloji ve Şamanizm ile iç içe geçen çalışmalarında; elektronik devreler gibi değişik teknolojik ürünler ile orman yangınlarında yanmış gerçek ağaç parçalarını birlikte kullanarak, doğa ve teknoloji arasında var olduğunu düşündüğü savaşı ve sonrasında olmasını umut ettiği barışı vurgulamaya çalıştı. Aynı yabancılaşmanın bir sonucu olarak; bilgisayar oyunları ve bu oyunlardaki karakterler, işlerinde olumsuz figürler olarak yer almaya başladı. Bu şekilde de sanal dünyanın insan yaşamındaki olumsuz etkilerini ve insanın doğadan kopuşunu hızlandırmasına dikkat çekti. Erkan Kösem kendisini, teknoloji (ya da insan) ve doğa arasında var olduğunu düşündüğü bu savaşta, doğanın tarafına daha yakın –taraflı- bir “ARA BULUCU”  olarak tanımlıyor ve bu bağlamdaki çalışmalarına ve doğa ile iletişimine bu şekilde devam ederek izleyiciyi de aynı bağın içine çekmeye çalışıyor. “Simbiyozis” adını verdiği son dönem çalışmalarında ise; insan ile doğanın, doğa ile teknolojinin, doğal olanla olmayanın geçmişten gelen ve bugüne ait kemik ve iskelet parçaları ile farklı mavi tonlardaki geometrik yapıların, ve belki de ölüm ile yaşamın ortak yaşamını vurguluyor ve aynı ara bulucu rolünü -bir biçimde daha- sürdürüyor. 6 kişisel sergi açan ve çok sayıda karma sergiye katılan Erkan KÖSEM, halen Ege Bölgesi Görsel ve Plastik Sanatlar Derneği üyesidir. 1994 yılında başladığı resim öğretmenliğine ise İzmir Vali Vecdi Gönül Anadolu Lisesi’nde devam ediyor.